Çocuklarda Öfke Kontrolü Problemi
- Bir Duygu Olarak Öfke ve Sağlıklı Yaşanması
Öfke, hayatın korunmasına yönelik üretilen ve genelde haksızlık karşısında yaşanan bir duygudur. Öfkenin yaşanması sağlıklı olmakla birlikte öfkenin kontrol edilememesine bağlı olarak vurma, kırma, atma, karşısındaki insana veya eşyaya zarar verme gibi davranışlarla yansıması hem öfkeyi yaşayana hem de bu öfkenin muhatabı açsından olumsuz sonuçlar üretmektedir. Çocuklar ilişki temelli becerileri büyüklerini taklit ederek kazanırlar. Duygu sosyal etkilere bağlı olarak yaşanan bir duygudur ve nasıl yaşanacağı üzerinde özellikle anne ve babanın öfkelerini nasıl yaşadıkları etkili olmaktadır. Çocuklarda öfke kontrolü ile ilgili ailelerin şikayetçi oldukları sorunların çözümü öncelikle duyguların tanınması ve sağlıklı yaşanarak bu konuda rol model olunmasına bağlıdır. Gelişim seyri açısından bakıldığında çocuk öfkesini istediklerini elde etmek için işe yarayan bir araç olarak kullanmayı da öğrenmiş olabilir. Bu durumda öfkenin kontrol edilmemesine dayalı olarak sekonder kazanç sağlayan bir araca dönüşmesi de muhtemeldir.
Çocuk da bir insan olarak zaman zaman öfkelenir. Daha çok kendisine bir insan olarak hak ettiği değer verilmediği, görmezden gelindiği, başkaları ile kıyaslandığında, istek ve taleplerinin göz ardı edildiği ve dinlenilmediği zamanlarda öfkelenen çocuğun önünde iki seçenek vardır: Duygusunu yaşayarak ifade etmesi veya duygusunu bastırarak belli etmemeye çalışması. Öfkenin bastırılması sadece sessiz kalınarak olmaz. Zannedildiğinin aksine kendine veya çevresindeki insanlara zarar verme davranışları da bir tür öfke bastırılmasıdır. Sağlıklı yaşanan öfke içsel olarak bu duygunun farkında olunmasıyla başlar ve söze dökülür, duyguyu açığa çıkarak muhatap bu duygunun varlığından haberdar edilir. Bu yönüyle sağlıklı yaşanılmamış öfke duygusu birikir, ve patlama veya nöbet şeklinde kendini belli eder; kontrol edilemeyen bir problem olarak devamlılık kazanır.
- Çocukta Olumsuz Sonuçlar Üreten ve Patlama Şeklinde Yaşanan Öfke
İnsanlar yaşa bağlı olarak büyüyüp geliştiklerinde gündelik yaşamlarını belirli mantık ve muhakeme kuralları çerçevesinde yürütürler. Bununla birlikte çocukların en öne çıkan özellikleri olan merak ve anı yaşama özellikleri büyüklerin yaşamlarını mantık çerçevesinde sürdürme alışkanlıkları ile çatışabilir. Böyle durumlarda çocuk engellendiğini düşündüğünde öfkelenmeye başlar. Çocuk bir şeyleri ister, o anda olmasını ve kendi istediği şekilde olsun ister. Özellikle kendisine seçenek sunulmadan talebi görmezden gelinirse öfke olumsuz sonuçlar üreten bir sürecin yaşanmasına neden olur. Bu görmezden gelinme sıklığı ne kadar artarsa öfke kontrolü ile ilgili sorunlar da o ölçüde artar.
Herhangi bir konuda kendisinin haricinde birisiyle kıyaslanmak da öfke duygusunun oluşmasında oldukça etkilidir. Kıyaslanma değersizlik inancının oluşmasına neden olur ve çocuk kendinin değersiz olduğuna inancına bağlı olarak değersiz olduğu ile ilgili her türlü imada öfkelenir. Çocukta öfkenin olumsuz sonuçlarının açığa çıkmasını engellemenin en önemli yolu çocuğun kutsal bir emanet olarak görülmesi ve kendisine o şekilde davranılmasıdır. Yetişkin bir insanın tercihlerine ve seçimlerine gösterilen saygının olumlu sonuçları aynı muamelenin çocuğa gösterilmesiyle de elde edilecektir.
- Çocukta Öfke Yıkıcı Olarak Ortaya Çıkmadan Önce Öfke Kontrolü Uygulamaları
Duyguların yaşanması sağlıklıdır. Bununla birlikte öfkenin yıkıcı sonuçlarını önlenmesi ve öfkenin kontrol edilmesi için daha bu duygu açığa çıkmadan yapılabilecekler vardır. Bunun için şunlara dikkat edilmelidir:
- Çocukta öfkenin bir duygu olarak sağlıklı yaşanmasına dair ilkesel yaklaşımımızın ikinci adımı ebeveyn olarak sonunda “Evet!” denilecek bir konuda çocuk bize bu konuyla ilgili bir taleple geldiğinde “Hayır!” dememektir. Böylece çocukla ilişki daha baştan sağlama alınmış olur. Gereksiz gerginliklerin temeli atılmamış olur.
- Çocuklar taklit yoluyla öğrenirler. Ebeveyn olarak öfke krizleri vurma, kırma, zarar verme şeklinde yaşanıyorsa yani ebeveyn öfkesini kontrol edemiyorsa çocuktan öfkesini dinginlikle yaşamasını talep etmeye hakkımız olmaz. Bununla birlikte öfkenin sağlıklı yaşanması konusunda ebeveyn olarak rol-model olduğunuz halde çocuk yıkıcı ve zarar verici davranışlarına devam ediyorsa çocukla sakin bir zamanında bu davranışlarının üreten altyapıyı, onu çok kızdıran konuların neler olduğunu, böyle bir konuyla karşılaşınca neler yapabileceğini ona anlatmak iyi olacaktır. Neticede duygusal tepkiler de birer beceri alanıdır ve geliştirilebilir. Tüm bu çabalara rağmen çocuğun öfkesini kontrol edilemeyerek zarar verici davranışlarını sürdürmesi durumunda “sevdiği etkinliklerden makul oranda uzak tutulma” türünden yaptırımların olacağı da kendisine ifade edilmeli ve çocuk öfkelenince yıkıcı davranışlarda bulunduğunda nelerle karşılaşacağını daha bu davranışları yapmadan bilmelidir.
- İletişim ve kendini ifade etme becerilerinin geliştirilmesi, spor, sanat ve sosyalleşme imkânlarının artırılması çocuğun öfkesini kontrol ederek sağlıklı yaşayabilmesini kolaylaştıracaktır. Ayrıca internet kullanımı ve ekran aracılığıyla oynanan oyunlar da öfkenin sağlıklı veya yıkıcı yaşanması konusunda önemli değişkenlerdir. Ekran kullanımı konusunda süre sınırı çocuklar için mutlaka uygulanmalı, izlenen video içerikleri takip ve kontrol edilmelidir ki öfke kontrolü uygulamalarının somut gündelik yansımaları elde edilebilsin.
- Akran ilişkilerini ve kendisine yönelik hoşuna gitmeyen bir muamele ile karşılaşınca ne yapmaları gerektiği konusunda çocuklarla ebeveyn olarak role-play çalışmaları yapılmalıdır. Çocuk duygusunu fark ettikten sonra bunu dışa nasıl yansıtacağını kendisi bilemeyebilir. Kendisine hoşuna gitmeyen davranışları yapan kişi olarak annesine/ babasına davranır ve anne baba çocuk olarak bununla nasıl baş edileceğini canlandırır. Sonra çocuk kendisi olur, bu sefer anne/ baba çocuğu rahatsız eden davranışları sergileyen kişi olur ve çocuk bu sefer öğrendiği tepkileri yansıtır. Böylece gerçek olayların öncesinde zihinsel provalarla hazırlık yapılmış olur. Öfke anında öfkenin kontrol edilebilmesi için derin nefes alıp verme temelinde organize edilen nefes tekniklerinin nasıl kullanılacağı da çocuğa öğretilmelidir.
- Öfkenin Ortaya Çıkmasından Sonra Öfke Kontrolü Uygulamaları
Çocuk öfkelendiğinde atılacak birkaç pratik adım hem çocuk hem de muhatabı açısından öfkenin kontrol edilmesini sağlayacak ve öfkenin yıkıcı etkilerini önleyecektir. Öfke anında çocuğun öfkesini kontrol edebilmesi için çocukla kurulacak iletişimde şunlara dikkat edilmelidir:
- Öfkenin bir duygu olarak yaşanmasının yaşı kaç olursa olsun insanı sağlıklı kılacağı unutulmamalıdır. Vurma, kırma, atma, kendisine veya çevresine zarar verme öfkenin kontrol edilmesi veya yaşanması değil aksine öfkenin bastırılmasıdır. Aileler, duygular söz konusu olduğunda öncelikle çocukla bu çerçevede ilişki kurmaya çalışmalıdır. Çocuğa öfkesini sözelleştirme/ ifade etme imkânı tanınmalıdır. Aksine bir tutumla çocuğun bu öfkeyi ifade etmesi engellenirse çocuk içinde bunları biriktirir, öfke kontrolden çıkar ve patlamalarla yıkıcı etkilere sahip bir şekilde açığa çıkar. Öfkelenen bir çocukla iletişim kurarken yapılabilecek en büyük hata çocuktan bu duygusunu yok sayması anlamına gelecek taleplerde bulunmaktır. Uslu durması, sesini yükseltmemesi, istediği şeyi istemekten vazgeçmesi bunlara örnektir.
- Genel olarak öfkenin sağlıklı yaşanarak kontrol edilmesi ile ilgili birinci ilke duygusunun fark edildiğinin çocuğa fark ettirilmesidir ve çocuğunun duygusunun onaylanmasıdır. Duygunun onaylanması ile çocuğun yaptığının veya istediğinin onaylanması aynı şey değildir. Çocuğun duygusu onaylandıktan sonra istediği veya yaptığı reddedilebilir.
- Çocuk öfkelendiğinde ‘‘Şu anda seni öfkelenmiş görüyorum. Sebebini merak ediyorum.’’ gibi yapıcı bir girişle iletişim kurulmalı ve sürdürülmelidir. Çocuğun isteklerinin karşılanmasının mümkün olmadığı durumlarda veya çocuk kendisine zarar verecek bir şey istediğinde bile genel bu ilke göz önünde bulundurulmadır. Çocuk duygusunun onaylandığını hissetmelidir. Duygusunun onaylandığını gördükten sonra yumuşayacaktır ve kendisine büyüklerin anlatmak istediklerini dinler hale gelecektir. Duygusu onaylanmadan çocuğa bir şeyler anlatmaya çalışmak sürekli aynı duvara çarpmaktan farksızdır. Duygusunun fark edilmesi ve onaylanması öfke kontrolü uygulamaları açısından çok önemli ve işlevsel bir uygulamadır.
- Öfke İle İlgili Sorunlarda Profesyonel Yaklaşım Hizmeti Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?
Çocuğun öfke kontrolü ile ilgili yaşadığı sorunlarının çözümünde ailenin kendi dinamikleri çok önemlidir. Çocukla kurulan ilişki tarzı da sorunun çözümünde oldukça etkilidir. Anne/ babanın kendi aralarındaki ilişki biçimini ve çocuklarına yaklaşım tarzlarını değiştirmeden çocuğun alınacak psikolojik destek hizmeti ile değişmesini beklemeleri beyhude bir beklentidir. Ebeveynlik becerilerinin geliştirilmesi ile somut, açık ve anlaşılır bir iletişim kurulması çocuğun yaşadığı sürece dair farkındalığının artmasına hizmet edecektir. Tüm bu çabalara rağmen sonuca ulaşılamaması durumunda çocuğun öfke kontrolü ile ilgili yaşadığı sorunların çözümünde profesyonel destek de alınabilir. Duygu temelli terapi yaklaşımları, Oyun Terapisi ve Çocuk EMDR’si öfkeyle ilgili sorunun çözümünde öne çıkan ve etkili terapi yaklaşımlarıdır.
Dr. Selçuk ŞİMŞEK
Psikolojik Danışman