Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu, bireylerde ortaya çıkan nörogelişimsel bir bozukluk olarak bilinir. Bu durum, çocukların dikkat süreçlerinin düzensizliği başta olmak üzere dürtüsellik, aşırı şekilde hareketlilik, örgütlenme güçlüğü gibi farklı belirtiler ile kendini göstermektedir. Çocuklarda var olan Hiperaktivite, düşünülenlerin aksine yalnızca işlevselliği ve davranışları etkilemiyor. Bununla birlikte duygusal sağlıkları üzerinde de ciddi anlamda etkileri bulunuyor.
Arkadaşlık İlişkilerinde Zorlanma
Hiperaktif olan çocuklar gerek sosyal beceri gerekse dürtüsel davranışlar konusunda eksikliklere sahip olabilirler. Bundan dolayı da söz konusu arkadaşlık ilişkileri olduğu zaman ciddi anlamda zorlanabilirler. Yaşıtları ile uyum sağlama aşamasında yaşadıkları zorluklar sonucunda sosyal anlamda dışlanma hissi ile karşı karşıya kalırlar. Ve bu durum onların duygusal anlamda sıkıntı çekmeleri anlamına gelir.
İşlevsellik ve Dikkat Aşamasında Zorluklar
Hiperaktivite ile birlikte çocukların dikkat süreçleri ciddi anlamda etkilenir. Dolayısıyla çocuklar sınıf içerisinde dikkatlerini derslerine odaklayamazlar. Onlara verilen görevleri tamamlayamazlar ve öğrenme güçlüğü yaşarlar. Çocuklarda kendini gösteren bu zorlukların neticesinde özsaygılarında ciddi oranda düşüşler ortaya çıkarken duygusal sağlıkları da ciddi anlamda etkilenir. Yapacağı her işte başarısız olacağını düşünen çocuklar, kendilerini her konuda geri plana atmaya başlar.
Özsaygıda Yaşanan Sorunlar
Çocuklarda bulunan Hiperaktivite ile başa çıkmaları konusunda yaşadıkları zor durumlar, onların özsaygıları üzerinde olumsuz etkileri beraberinde getirmektedir. Dürtüsel davranışlarından kaynaklı aldıkları cezalar, arkadaşlık ilişkileri esnasında yaşamış oldukları güçlükler ve devamlı olarak başarısızlık duygusunu hissetmeleri; onların kendilerini değersiz hissetmelerine sebep olur.
Aile İlişkilerinin Gerginleşmesi
Sık bir şekilde dikkatlerinin dağılması, dürtüsel davranışlarının düzeylerinin artış göstermesi sonucunda çocuklar ve aileleri arasındaki ilişkilerde belirli dönemlerde gerginlikler ortaya çıkar. Özellikle de ailelerin Hiperaktivite konusunda yeterli bilgilerinin olmaması, çocukları ile var olan iletişimlerinin ciddi anlamda bozulması anlamına gelir. Ailesi tarafından anlaşılamayan çocuklar, zamanlarını daha çok kendi kendilerine geçirmeye başlarlar.
Duygu Yönetiminde Zorluklar
Hızlı duygu değişimleri, düşük tolerans ve sıklıkla meydana gelen öfke patlamaları hiperaktif çocukların sıklıkla karşılaştıkları hisler arasında yer alıyor. Çocukların bu aşamada gerekli desteği almaması, kendi duygusal tepkilerini anlayamamasına sebep olur ve bunları kontrol etmelerini ciddi anlamda güçleştirir.
Depresyon ve Anksiyete Riski
Hiperaktivitesi olan çocuklar, yaşamakta oldukları zorluklardan dolayı çoğu zaman depresyon ve anksiyete riski ile karşı karşıya kalırlar. Örgütlenme güçlüğü ve dikkat eksikliği gibi faktörler çocukların eğitim başarılarını etkiler. Bu da onlarda duygusal sıkıntıların ortaya çıkmasına sebebiyet verir. Anne babalar eğer ki bu aşamada çocuklarına psikolojik olarak destek görmesini sağlamazlarsa erken dönemlerde depresyon ve anksiyete riski ciddi olarak artacaktır.
Günlük Yaşamda Sorunlar
Hiperaktivite hakkında tam olarak bilgi sahibi olmayan bireyler, bu nörogelişimsel bozukluğun çocuklar üzerinde çok fazla etkisinin bulunmadığını düşünüler. Gerçekte ise hiperaktvite hangi seviyede olursa olsun fark etmez, çocuklarda farklı alanlarda çeşitli etkilerin ortaya çıkmasına sebebiyet verir. Çocuklarda zaman yönetimi zorlukları, görevleri tamamlama aşamasında sıkıntılar ve örgütlenme güçlüğü sıklıkla ortaya çıkar. Bunun sonucunda en ufak bir iş esnasında bile çocuklar duygusal anlamda strese girerler. Ve günlük yaşamları onlar için ciddi sıkıntıları beraberinde getirir.
Çocuğun hiperaktif olması, onun pek çok anlamda yaşıtlarına nazaran farklı konularda sorunlar yaşamaları anlamına gelir. Gerek anne babaların gerekse çevredeki bireylerin çocuklara karşı olumlu yaklaşıma sahip olmaları oldukça önemlidir. Gerekli psikolojik ve duygusal destek ile birlikte çocuklar sahip oldukları duygusal sorunlar ile daha rahat başa çıkarak yaşamlarını en az sıkıntı ile sürdürebilirler.