EQ olarak da adlandırılan duygusal zeka, insanların çocukluk çağlarında temelleri atılan ve geliştirilmeye müsait olan bir alan olarak tanımlanır. Konu ile alakalı yapılan araştırmalar ile de duygusal zekası yüksek düzeyde olan bireylerin akademik, mesleki ve kişisel yaşamlarında çok daha başarılı olduğu ve çok daha yüksek performans sergilediği belirlenmiş durumda.
Bütün çocuklar belirli düzeyde duygusal zeka kapasitesi ile doğar. EQ daha sonradan öğrenilir ve zamanla gelişim gösterir. Var olan alanın çok daha işlevsel hale getirilmesi adına ise anne babalara ciddi anlamda büyük görevler düşüyor. Uzmanların gerçekleştirmiş olduğu incelemeler ile de ortaya çıktığı üzere duygusal zeka, çocuğun hayatına ciddi anlamda yön verir ve kişilik gelişiminin de en önemli parçalarından bir tanesidir. Öyle ki dünyada akademik zekası yani IQ düzeyi yüksek olmasına rağmen duygusal zekasının yeterli düzeyde olmamasından dolayı başarısız sonuçlar ile karşılaşan kişiler de bulunur.
Karşıdaki kişiler ile empati kurmanın, sorun çözmenin, farklı duyguları tanımanın, sorunlar ile başa çıkma stratejilerini geliştirmenin, liderlik özelliklerinin gelişmesi, insanların birbirlerini anlayabilmesi gibi farklı alanlarda ağırlıklı olarak duygusal zekası yüksek olan kişilerin ön planda olduğu görülebilir.
Duygusal Zekası Yüksek Çocuk Nasıl Yetiştirilir?
Anne ve babanın çocuğun hayatına olan etkisi her zaman ciddi anlamda önemlidir. Çocuğun yetiştirilmesi esnasında atılacak olan yanlış adımlar, hayatına tahmin edilenden daha yüksek düzeyde etkiler. İlerleyen yaşamında her anlamda başarılı sonuçları elde etmesi isteyen çocuklar için bu aşamada duygusal zeka konusunu da geri plana atmamak gerekir. Çocuğun duygusal zekasını geliştirmek isteyen anne babalara bu aşamada büyük görev düşüyor. Çocukla iletişim kurulurken mutlaka onun dinlendiğinin belli edilmesi gerekir. Asla telefonla ilgilenirken ya da başka bir iş ile uğraşırken çocukla konuşmaktan uzak durulmalıdır. Çocuğu dinlerken göz teması kurmak bu aşamada son derece önemlidir. Yaşamakta olduğu durum karşısında neler hissettiği, neler yapabileceği ile alakalı konuşulmalı ve çeşitli örnekler ile ona modeller sunulmalıdır.
Çocuğa aynı zamanda günlük konuşmalarda anne babalar da duygularını ifade etmeli ve onunla paylaşmalıdır. Duygusal zeka gelişimi için duygu koçluğu yapılarak çocuğun farklı duyguları tanıması ve keşfetmesi sağlanmalıdır. Çocukların duyguları doğru adlandırması ve tanıması oldukça önemlidir. Karşı karşıya kaldığı duygulara karşı uygun tepkiler vermesi konusunda ona örnek olunmalıdır. Karşı karşıya kaldığı duruma sert tepkiler vermek yerine daha çok duygu içerikli cümlelerin kullanılması gerekiyor.
Bir çocuğun duygusal zeka düzeyinin geliştirilmesi aşamasında var olan duygularının kesinlikle küçümsenmemesi gerekir. Korku, üzüntü, mutsuzluk gibi duyguları karşısında eleştirmek yerine neden bu duyguya büründüğünü anlamaya çalışılmalıdır. Çocukların büyük bir kısmı karşılaştığı problemleri çözme ve bunlarla başa çıkma konusunda çok daha acele kararlar verebiliyor.
Anne babaların bu aşamada yapmaları gereken şey ise onların problem çözme becerilerini geliştirmek olmalı. Bu aşamada problem tespit edilerek bunun çözülmesi adına özüm yolları belirlenebilir. Çözüm yolları ortaya koyulurken çocukla beraber düşünülerek adımlar atılmalıdır. Kesinlikle çocuk yerine anne baba problemi çözmemelidir. Çocuğu teşvik etmek, ona destek olmak ve koçluk yapmak; bir süre sonrasında çocuğun desteğe gerek duymadan sorunları çözmeye başlamasını sağlar.
Bir taraftan çocuğun her zaman yanda olunduğunu hissettirirken diğer yandan yaşamında atacağı adımlarda mümkün olan en iyi sonuçları elde etmesini isteyen anne babaların, duygusal zeka gelişimi konusunun üzerinde özenle durması gerekir. Atılacak olan doğru adımlar ile beraber çocukların, duygusal zekalarının gelişmesi ile beraber ilerleyen yaşamlarında karşılaştığı sorunlara karşı daha iyi adımlar atması mümkün olur.